2 Ağustos 2014 Cumartesi

Temizlik meraklısı olmanın zararları


iki kır önce, “ellerimiz pis, elan hayır temizlemeliyiz” diyerek başlamıştık, ikincisi ile kısmen değindiğimiz titizlik konusuna bu üçüncü hat ile biraz daha odaklanıyor, kanka oldukları zannedilen nezafet ile titizliğin arasını açmaya çalışıyoruz. Çaktırmıyoruz ama öldürme necaset laflarıyla, sağlıktan ve hastalıktan konuşuyoruz.

Fazla titiz olmanın zararları nelerdir Bağlantısını kullanarak ilgili konu hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz.

Temizlik ve titizlik tıpkı nesne gibi görünse bile apayrı ve ayrıca zıt şeylerdir. Ellerimizle başladık oradan devamla ne buyurmak istediğimi anlatmaya çalışayım: Ellerimizin (elbette birlik cildimizin ve ağızdan makata barsak sistemimizin her yerinin beden sıvama mikrop kaplıdır. Bu keyfiyet lazım ve bile yararlıdır.

Eğer olabilir olsa da, bedenimizi aşiyan tutmuş bu mikropları bütünüyle namevcut etsek, dışarıdaki her (zararlı) şey, çat bap içimize girer ki bu da yaşamla bağdaşmaz, bu bir, yerlilerimiz gidince yerlerine bigâne mikroplar gelip yerleşir ve bize amansız ziyan verirler, bu da iki. Bu nedenlerle, bedenimizin hakeza mikroplarla sıvanmış olması zorunludur, o sıvayı götürmek bile zararlıdır.

Aşırı temizlik, cildimizin mikrobik örtüsünü sökerek bize dokunca verir. ilaveli bekâret yani gündelik dildeki adıyla titizlik bedenimiz için tehlikelidir. gerçekte günde bin nöbet oba yıkayanlar, ellerini çamaşır suyuna bandırmaya derece ısın ucunu kaçıranlar, evleri bal yok yala olanlar, aslen bekâret hastalarıdır. Bu manzara bir “obsesyon: takıntı” türüdür. Titizlik genetik geçişli bir hastalıktır. İlk yazıda anlattığım, kızımın niteliksiz çarşaf takıntısı ile bu özdeş hastalıktır. Bu hastalık, lüks desise düşkünlüğü, dizili şeyler yapma dürtüselliği üzere değişik bazı takıntıları da içerir. topluluk bunun bir illet olduğunu katı bilmez. Bu yüzden titizlik takviye görür, aferin aldıkça da pekişir, yerleşir, hastalığın boyutu derinleşir. Burada anlatmayacağım lakin titizler, hijyenik görünür ama gerçekte sert de pistir. Neyse, bu takıntı hastalığının türlü muhtelif suratını inandırmak bir sair yazıya kalsın. Bizim güncel konumuz olan çok temizliğin bedenimiz için pislikten beter dokuncalı oluşunu anlatmaya çalışayım

Ellerimizin, cildimizin ve barsak sistemimizin (barsak sistemimiz tam olarak içimiz sayılmaz) kelam ettiğim olağan mikrop sıvağına tababet dilinde “flora” denir. Arazilerimizin tabii bitki örtüsüyle ciltli olmasının doğal olması gibi, bizim bile floramızın olması yani mikroplarla kaplanmış olmamız doğaldır. Bu mikroplu örtü, gereklidir, hatta zorunludur. Kişiye özeldir. Floramızın yani tabii mikrop örtümüzün namevcut edilmesi bile doğal olarak zararlıdır. Mikroptan korkup ekstrem harbilik kurmak da hatadır, mikroplardan on paralık korkmayıp başkasının florasını kendine çekmek da hatadır. Benim mikrop örtüm bana zararsızken sana dokunca verebilir. Yoksa neden ayrı çamçak çatal kaşık, niçin ayrı silgi tarak, neden ayrı aut fırçası kullanıyoruz ki. “Ben seni sonsuz severim, senden iğrenmem, bulaşan hastalığın mı var ki” diye şahsi bakım ürünlerimizi kullananlar, bardağımızdaki yayılma üleşmeyi muhabbet gösterisi sananlar okkalı sevgili, ama nadan dostlarımızdır. Ancak, aba çocuk ilişkisinde, aynı evde yaşayan eşlerde falanca bu türden paylaşmalar süreklileştiğinden, giderek beden (ağız içi) floraları da eş hale geldiğinden katı dava çıkmaz. Onun dışında, sair birinin florası ile karşılaşmak, gezmen ishali denilen şeyde olduğu gibi, canımıza okuyabilir. ayrıksı yerler ve ayrıksı zevat lügat konuşu olduğunda nezafet kuralları öne geçer, geçmelidir. temiz denilen nesne budur. zatî mikrop alanlarımızı ayrı tutmak, çatıştırmamaktır.

Yıka(n)dığımızda, bu mikrobik örtümüz azalsa da namevcut imkânsız yani dayanıklı bozulmaz. Bahçenizdeki çimenlerin (dikkat mezru çim değil, doğal çimen) süpürülünce namevcut olmaması gibi. Yıka(n)mak, kendi örtümüzü namevcut geçirmek için değil ilaveleri namevcut buyurmak içindir. zira bu floramıza (en gani da ellerimizdekine) ruz süresince bir loda diğer mikroplar eklenir. En aşkın ellerimiz pistir zira en aşkın ellerimiz her şeye değmektedir. Ellediğimiz her şeyden, tuttuğumuz paralardan, kullandığımız araçlarından, dokunduğumuz sair insanlarından, her yerden cins cins mikroplar gelir, natürel tabakanın hakkında eklenirler. aslında bu da doğaldır. Çimenlerinizi düşünün, komşu halısını silkeler, dikme yaprağını düşürür, pisik çişini köpek dışkısını ekler, çimenin üstü bin bir şeyle dolar. Olmasın deseniz de olur, bu da doğaldır. Sonra bir bile rüzgar esti diyelim, bunların kimisi uçuşup giderken, gidenlerden hayli yenileri hasılat eklenir lakin rüzgar esti diyerek abaşo kök çimen sökülüp gitmez. Elinizi şöyle bir yıkadığınızda, çimenlerinizi üflemiş gibi olursunuz, şayet ellerinizi sabunlarsanız çimenlerinizi süpürmüş kabilinden olursunuz, üç beş kere yazı ova yıkadığınızda ise, çimenleri tırmıklamış, kazımış kabilinden olursunuz. Günde ön bin kere ovalayıp sabunladığınızda ise ellerinizde çimen (flora) falanca kalmaz. Çimensiz hâk kurur çatlar, yarılır, perişan olur. Titizlik hastalarının ellerini görmüş müydünüz? kurak hâk gibi kolay hastalanırlar. Kızarmış, şişmiş, çakma bertik içindedirler. Titizlik sağlığa zararlıdır. Bazıları doğal çayırı çimeni yoldurup, İngiliz çimi ektirirler bile bilirsiniz çim kimisi yerde coşar kimisi yerde ise on paralık çıkamaz, bu yüzden kırlar bayırlar yemyeşilken, henüz bir hayli bakılmaya çalışılan yazlıkçı bahçeleri seyrek güzel, genellikle güdük olur. Buna kabil şekilde, dikkatli zevat yıkaya yıkaya çoraklaştırdıkları ellerini bin bir tip krem sürerek korumaya çalışsalar da seyrek korumayı başarırlar. esasen sima üstelik isteye kırnak gerçekleşemez fakat bunun bir tutku olduğunu bilinirse onma olma şansı olur. Titizlik kalıtım bilimi olarak geçen yani ailesel müteaddi bir hastalıktır. sağlıklı takıntısı kişiye yarar adına dokunca verir.

Kırların diz boyu yeşili, bahçelerin yamalı çimleri örneği gibi, çingenelerin sert sutaş sabun bilmeyen yaşamları ile geniş bilmişlerin ocak hapsindeki bebelerinin tükenmez gripleri ve astım krizleri örneğinde olduğu gibi, “flora konusu” üzerinde uzun uzadıya konuşmamızı gerektirir. Sonraya ertelediğimiz dostça konularımızdan biri bile bu olsun diye bunu da şimdilik geçelim

Titizlik esen bir madde değildir diyoruz yalnız kirlilik de elbette yerinde bir şey değildir. mendebur insanlar namahrem yıkamayı bilmezler. mendebur elleri ile dokundukları her yeri kirlettikleri için kendi sağlıkları için olduğundan da daha iyi etraflarının sağlığı için zararlıdırlar. sahiplik yıkama işi alışılagelen koşullarda yan derece mikrobu bertaraf etmek için yapılmalıdır. Hani çimenlerimizin ilişkin yığılan yaprakları ve başka ıvır zıvırı süpürüp, çimene dokunmadan bahçemizi temizlememiz gibi. Ancak, basit şuh koşullarda, örneğin bir şehirde yaşıyorsak, ruz boyu sokakta dolaştık, metronun çıpa direklerine tutunduk, hastaneye gidip bekleme koltuğunu elledik, umumi tuvaletin musluğuna dokunduksa falan, ellerimizi iyice yıkamayı tanrı ediyoruz. Tıpkı, metruklaşan bahçemizi henüz dobra nebatat yetişsin diyerek kazıyıp, bulaşıcı bir dakika için çıplaklaştırmamız gibi. Gerektiğinde ellerimizi kavi temizlemeliyiz. çigan değilsek, çingeneler gibi yaşamaya özenmemeliyiz, aksini yaşamımızla öderiz.

Temizlik, kirlilik ve titizlik konuları bâtın içe geçmiş, az çok çetrefil konulardır. Benim yaptığımı yapıp, iki üç yazıdır sürdürdüğüm söylemle, sağlıkçıların elleri “pis” hastaneler “mikrop yuvası” reçetesiz antibiyotik kullanan ahali “cahil” yeltenmek kalori kolayıdır. zor olan kıyık hikayesidir. yakında size soruyorum, çişini yaptıktan yani şeyini tutuktan sonra, tuvaletten elini yıkayarak sâdır birçok erkek tanıyorsunuz? Onun şeyinin florasının az sonra mülkiyet sıkıştığınızda sizin elinizle komşuculuğundan hoşnut musunuz? Etinizi hazırlayan kasabın ya da restorandaki aşçının kenef ve baskı yıkama alışkanlıklarından güvenli misiniz ya da fırıncınızın size eldivenle servis yaparken bire bir eldivenlerle para alıp vermesine en diyorsunuz?

Ele çamur götürmek zahmetsiz da; siz, bir madde hap etmek için tam ağzınıza uzandığınızda, elimi en son ne devir yıkamıştım, niteleyerek kendinize sormuşluğunuz var mı?
Ele çepel solmak amelî da; ben, bu sorularla obsesyon: obsesyon hastası olmanıza yeryüzü hazırlıyor mümkün miyim?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder